Alerji Testleri Nelerdir?
Alerji ile başvuran hastalarda alerjiye yönelik tanıları değerlendirecek birçok test vardır. Klasik modern Batı tıbbında uygulanacak test ve yaklaşımlar ile bütüncül enerji tıbbında uygulanacak test ve yaklaşımlar kombine edilebilir. Bu testleri sizin icin sırasiyla inceleyeceğiz. Alerji şikayeti ile gelen hastada hangi tablonun alerjik hangi tablonun nonalerjik (intolerans - hassasiyet) olduğunun hastaya anlatılması gerekir. Kişiler genelde vücutlarının vermiş olduğu tüm tepkileri alerjik tepki olarak tanımlama eğilimdedir ancak bu tıbben doğru değildir.
Alerjinin en temel testi iki bağışıklık hücresine bakmaktır. Bunun birincisi kan eozinofil değeri ikincisi IgE Total ölçümü. Bu iki kan değeri başlangıçta yüksekse kişide atopi vardır. Testleri ikiye ayırmak mümkündür? Hastanın vücudu üzerinde yapılan testler ve hastadan kan veya numune alınarak yapılan testler. İnVitro hastadan numune alınarak İnVivo hasta vücudu üzerinde yapılan testlerdir.
Hasta üzerinde uygulanan in vivo | Hastadan alınan örnekler İn Vitro |
Epiderma Deri Testleri - prick - puncture | Eozinofil Ölçümü |
İntradermal Deri Testleri | Serum Total IgE |
Yama Testleri | Alerjen Spesifik IgE ölçümü |
Provkasyon Testleri | Bazofil Aktivasyon testleri |
İn Vitro Testler
1- Eozinofil Ölçümü; Hastadan alınan kanda eozinofil sayısının >450/μl veya >%4 olması eozinofili olarak tanımlanır. Astım ve alerjik rinitli hastaların %30-40 kadarında eozinofili gözükebilir. Ancak, alerji dışında birçok hastalık grubunda eozinofili olabilir.
Bazı hastalarda kan ölçümlerinde eozinofil normal aralıkta olabiliyor bu hastalarda yeni tekniklerle sorunlu bölgeden örneğin rinitli bir hastada burun mukozasından sürüntü alınarak eozinofil oranına bakılabiliyor. Nazal mukus yaymasında çocuklarda %4 , adolasen ve erişkinde yüzde 10 üzerinde ise nazal eozinofili var demektir. Bu bölgede alerjik yakınmalar olacaktır. Alerjik Rinit tanılı hastalarda nazal eozinofili inflamasyonu %62 oranında bulunmuştur.
2- Serum Total IgE: IgE antikoru alerjide temel antikordur Tip 1 Aşırı duyarlılık reaksiyonlarının göstergesidir. Genellikle ELİSA yöntemi ile tespit edilir. Anne bebeğine IgE'leri plesantadan aktaramaz. Ancak Fetus 11. haftadan sonra IgE üretebilir. IgE alerjik hastalıklar, parazitler enfeksiyonlar, alerji dışı kan ve bağ doku romatizma hastalıkları ve sigara içimi gibi bir çok durumunda yükselir. Sadece alerjiye ÖZGÜ bir değer değildir. Unutmayın alerjik hastalıkların 1/4 ünde normal seyreder.
3- Alerjen Spesifik IGE Ölçümü: Özellikle anaflaksi gibi ciddi reaksiyon riski, ciddi cilt hassasiyeti ve dermografizm varlığı ve alerjin solüsyon kalite standart sorunları yoksa öncelikle cilt testi yapılmalıdır. Bu durumlar sağlanmadığında Total IgE değeri yüksek seyrettiğinde bu testlere başvurulur. Bu testler de 70-300 parametre gibi fazlaca alerjen taranabilmektedir. Moleküler Alerji testleri ise alerjenleri bileşenler düzeyinde analiz eden yeni testlerdir.
4- Bazofil Aktivasyon testi: IgE aracılı alerjik iltihapta mast hücreleri ve bazofiller içeriğindeki granülleri etrafa yayarak semptomların oluşmasını sağlarlar. Alerjenle karşılana bazofilin artan aktivitesine dayanan bir testdir. İlaç alerjilerinde doğruluk payı ve risksiz olması nedeniyle tercih edilir. Polen alerjileri lates ve bazı besin alerjilerinde kullanımı da faydalı bulunmuştur. Özellikle spesifik IgE ile bakılamayan maddeleri örneğin ilaç kimyasal veya nadir görülen besinler için başvurulan testdir.
İn Vivo Testler
1- Deri testleri: Üç farklı şekilde yapılırlar. Epidermal dediğimiz çok yüzeye batırma şeklinde (Prick/puncture) testi, İntradermal olan orta derma tabakaya bir öncekine göre daha derine yapılan uygulama ve Yama testleri dediğimiz cilde temas ile yapıştırılan testlerdir. Epidermal olan Cilt Prick testler en sık kullanılan ve ilk başvurulması gerekendir tabiki aşağıdaki kriterlerin karşılanması gerekir.
- Pozitif ve Negatif kontrol kesinlikle olmalı
- Alerjen sıvılarının kalitesi ve standartı uygun olmalı
- Testin yapılacağı alan normal olmalı dermografizim olmamalı
- Kullanılması yasak olan ilaçlar kullanılmamalı
- Okuma işlemi uygun zamanda yapılmalı
- Kişi alerjik atak döneminde yapılmamalı
Deri testleri alerji ile başvuran hastalarda en çok uygulanan testlerdir. Antijene spesifik IgE varlığını göstermek hastanın tedaviye uyumunu arttırabilir. Deri testleriyle aeroalerjenler (toz, polen tüy, polen) gıdalar böcek venomları test edilebilir. Deri testleri geleneksel olarak çizme şekli uygulanırken günümüzde cilt üstüne “prick” ya da “puncture” Test olarak bilinen deri içerisine giren iğnelerle veya hazır test aletleri ile yapılır.
Güvenilir ve istikrarlı bir test ortamı için alerjen solüsyonlarının içeriği ve konsantrasyonunu belgelenmeli ve mümkün olduğunca standardize preparatlar kullanılmalıdır solüsyonlar + 2-8 santigratta saklanmalıdır. Testte pozitif ve negatif kontroller olması zorunludur negatif kontrolde kabarıklık oluşmuş ise kişide dermatografizm düşünülebilir. Ağır Atopik dermatit, dermografizm, ürtiker veya ilaç kesilemeyen hastalarda cilt testi yapmamak gerekir.
Deri testi öncesi kesilecek ilaçlar:
1- Antihistaminikler 3 gün önceden
2- Hidroksizin ve klemastin 5 gün
3-Siproheptadin 9 gün Loratadin 7 gün
4- Topkisal steroid kremler 3 hafta önceden
5- Trisiklik antidepresan 2 hafta önceden
Kisa sureli sistemik kortizon kullanımı lökotrien antagonistleri testi etkilemez.
2- İntradermal Testler: Cilt Prick testlerine göre daha derin plana yapılan ve dozu 100-1000' de biri oranında seyreltilmiş şekilde uygulanır. Duyarlılığı daha yüksek olmakla birlikte sistemik reaksiyon riski daha yüksektir. Arı alerjisi testinde prick teste göre daha yüksek tanı oranına sahiptir.
3- Yama Testleri: Tip 4 gecikmiş hipersensitivite reaksiyonu olan alerjik kontakt dermatit (AKD) tanısında altın standart olarak kabul edilmektedir. Günümüzde alerjik kontakt dermatite neden olabilecek yaklaşık 4350’den fazla alerjen madde olduğu bilinse de alerjik kontakt dermatitlerin yaklaşık %80’inde sadece 15- 20 alerjen sorumlu tutulmaktadır. AKD dışında kronik egzaması olan hastalarda mesleki temas, kişisel bakım ürünleri ve kozmetik ürünlerden şüphelenilen durumlarda da yama testi kullanılabilir. Test skapulalar üzerine veya sırtın orta hattına konmamalıdır. Test 48 saat boyunca cilde temas etmeli ve ıslanmamalıdır. 48 saat sonra test flasterleri kaldırılıp 20 dk bekledikten sonra birinci okuma, 72 saat sonra ikinci okuma yapılır. Ek oku malar 96. saatte hatta 7. günde de yapılabilir.
4- Provakasyon testleri: Alerjik hastalıkların tanısında altın standart testlerdir. Nazal bölge provakasyonu, oral provakasyon ve bronş provakasyonu aşeklinde uygulanabilir. Klinik semptomların yetersiz olduğu veya sadece subjektif semptomların (baş ağrısı, mide bulantısı vb) varlığında besin/ilaç alerjisi tanısı ancak oral provokasyon testiyle konabilir.Provokasyonu yapılacak olan şüpheli besin/ilaç, reaksiyon oluşturmayacağı bilinen en düşük dozdan başlanarak, 15- 30 dakika aralıklarla doz artırılarak verilir. Tüm provokasyon testleri alerji hekimi gözetiminde ve ortaya çıkabilecek reaksiyonlara uygun ve zamanında müdahale edilebilecek ortam sağlandıktan sonra yapılmalıdır.
Alerjik şikayetlerle gelen hastalarda şüphesiz tüm testleri yapmaya gerek yoktur. Testlerin kendi içlerinde artıları ve eksileri vardır. Güveninirlik ve doğruluk oranları hiç bir testte %100 değildir. Dolayısıyla testler bize bir argüman olarak katkı sağlar. Tek başına ne tanı koydurur ne de tedaviyi yönlendirir.
Klasik bu testlerin yanında kendi günlük pratiğimizde cihazlarımızla yaptığımız testlerimiz mevcut. Biorezonans ile nabız tepki testi, VedaPulse ile nabız analiz cihazı ve GDV ile elektrofotonik imagine görüntüleme yapıyoruz. Tüm bu testler neticesinde Sistemik ve erken evre fonksiyonel bozukluklar tespit ediyoruz. Tedavimizi planlamada sıklıkla kullanıyoruz.
Kaynak: https://www.researchgate.net/publication/354620368_Alerji_testleri