Enerji Tıbbı Açısından Alerji Sınıflaması
Dr. Peter Schumacher frekans tıbbı açısından alerji sınıflamasını ikiye ayırır.
1- Akut alerji; örneğin fındık yedikten sonra boğaz şişmesi, polen dönemi saman alerjisi bulgularının artması.
2- Kronik veya Santral (Merkezi) alerjiler; Erken yaşlarda örneğin çocuklukta inek sütü veya yumurta gibi günlük alınan temel gıdalar nedeniyle ortaya çıkan belirtiler veya vücutta uzun süre maruz kalan bir maddeye karşı (örneğin bağırsakta maya mantarı veya amalgam diş dolgusunda ki cıva) organizma da oluşan alerjiler söz konusu olduğunda merkezi alerjilerden bahsedilir.
Bu alerjinin önemli özelliği ise, alerji ile sürekli temas söz konusu olduğu için alerjenin maskelenmesi ve belirtilerle alerjenin arasında ki bağlantının kolay kolay kurulamaması veya akla gelmemesidir. Burada gizli/maskeli alerji durumu söz konusu olup akut alerjilerde ki gibi sebep sonuç ilişkisinin kolay kurulamamasına dikkat ediniz. Klasik tıpta bu tanımın benzeri yoktur. Çünkü klasik tıp yöntemleri ile bulunamayan (cilt testi, kan testi) alerjilere genel kanı olarak alerji yok zannedilir. Ancak maddenin frekans bilgisi ile bakılan biorezonans alerji testi ile kimyasal özelliğini ölçen kan veya cilt prick testleri çok ama çok farklı testlerdir.
Biyofiziksel ile biyokimyasal testler paralellik ve benzerlik göstermez. Lütfen Unutmayınız! Biyokimyasal testlerde tespit edilemeyen problemler biyofiziksel testlerle rahatlıkla bulunabilir. Biri doğru öteki yanlış değildir. Test teknikleri ve yöntemleri apayrıdır. Kıyaslanamaz ama kombine edilmelidir.
Klasik tıp yaklaşımına ilk bakışta karşı gibi duran bu metot, aslında problemin temeline ışık tutamayan ve çözemeyen klasik tıp teşhis ve tedavi yöntemlerine mükemmel bir bütünsel çözüm seçeneği sunmaktadır. Yoğun ilaç kullanım öyküleri ve immunoterapi (aşı tedavisi) tedavilerine rağmen, alerjik yakınmaların etkilenen bireylerde sık sık tekrar etmesi bize alerjenin temeli konusunda yeterli bir adımın atılmadığının kanıtıdır. Biorezonans yöntemi içerisinde bulunan test teknikleri kinezyolojik test, biotensor ve elektroakapuntur, nabız test yöntemleri sayesinde kişide bakılan geniş alerji testleri (alerji + duyarlılık + intolerans+ toksin, kimyasal, bakteri yükü vb.) sonucunda çoğunlukla ana etken bulunabilmekte ve en güzel yönü ilaçsız, yan etkisiz tamamen düzelme şansı tanımaktadır.
Alerjik yürüyüş olarak tanımlanan yeni alerjenlerin kişide hassasiyet oluşturma süreçlerinde en temeldeki etken yukarda bahsettiğimiz gizli/maskeli alerjilerdir. Maskeli alerjiler için hayatın başlangıcında ilk karşılaşılan inek sütü, buğday ve yumurta öncelikle düşünmemiz gereken gıdalardır. Bunlar diyetten 7-10 gün tamamen çıkarıldıktan sonra alerjik etkileri ancak gözlenebilir. Toz, polen, hayvan tüyleri ve diğer ara ara yenen gıda alerjileri, maskeli veya gizli alerjinin üzerine binen yeni kazanılmış minör alerjilerdir. Tren örneği ile açıklarsak; trenin lokomotifi, süt, buğday, şeker ve yumurta gibi majör alerjenlerdir. Vagonlarında ise hayatın devamında eklenen diğer alerjenler sayılabilir. Vagonların tedavi edilip lokomotifin tedavi edilmemesi alerjenin neden geçmediğinin cevabıdır.
Enerji Tıbbında Alerjiye Bağlı Semptomlar Nelerdir?
Öncelikle enerji tıbbı bakış açısında alerjiyi sadece akut tepkiler (bir şey yedikten hemen sonra kızarma şişme, döküntü vb.) tanımına sıkıştırmıyoruz. Tıbbi terminolojide farklı anlamlar ve özellikler barındıran intolerans, hassasiyet, duyarlılık tanımlarını bu kitapçık boyunca pratik olması ve kolay anlaşılır olması adına alerji tanımı içinde kullanıyoruz. Tip1 IgE aracılı alerjik reaksiyon ile IgG aracılı duyarlılık reaksiyonu biyokimyasal süreçler açısından birbirinden farklılık gösterse de enerji tıbbı tedavilerinde bu ayırıma gerek duyulmaz. En geniş mana da kişiye dokunan ve hassasiyet oluşturan durumlara alerji diyoruz. Bu durumun alerji, intolerans veya hassasiyet olması tedavi protokolümüzü değiştirmez. Çünkü organizmaya problem oluşturan gıdanın frekansı çalışılır. Bu problemin IgE üzerinden veya diğer bağışıklık sistemi hücreleri üzerinden olması pratikte bizim için önemli değildir.