Bronş havayollarında hassasiyet ve hiperaktivite vücut kitle endeksi arttıkça artar. Astım havayollarında inflamasyonla giden bir hastalıktır ve obezite inflamasyonu artırır. Hem obez hastalarda karın ve göğüs bölgesinde ki yağlı doku kitlesi mekanik olarak solunum kaslarını yorarak solunumu güçleştirirken aynı zamanda yağlı dokudan salınan bağışıklık hücreleri (proinflamtuar sitokinler) ile astım gelişimine katkıda bulunurlar.
Obez hastalarda adiponektin düşük, leptin seviyesi yüksektir. Adiponektinin vücutta inflamasyonu azalttığını biliyoruz. Türkiye’de astımlıların %36 -57'sinin obez olduğu görülmüştür. Obez hastalarda uyku apne sendromu, mide reflüsü ve mekanik faktörler nedeniyle astım kontrolü zordur.
Astım ve obezite birlikteliği olan hastalara baktığımızda, astımın daha geç başlangıçlı olduğunu ve daha çok nonatopik- nonalerjik olduğunu görüyoruz. Bu nedenle de astımda en sık kullanılan kontrol edici ilaçlar olan inhale kortikosteroidlere ve anti-lökotrienlere daha az yanıt verirler.
Obezite ameliyatlarından sonra astım kontrolünün kolaylaştığını, solunum fonksiyon değerlerinin yükseldiğini biliyoruz. %5-10 oranında verilen kilolar hastanın semptomlarının azalmasını sağlar.
Düzenli aerobik egzersizler, kilo kontrol programları astım semptomlarında azalma ve belirgin iyileşmeler sağlamıştır.
Obezite ve astımı olan danışanlarımızda biorezonans ile kilo verme ve alerji çalışması yaparak kişide daha hızlı iyileşmeler sağlayabilriz.
Biorezonans ile kilo verme protokollerinde 8-12 seans çalışıyoruz. Rezonans cihazları ile kilo vermede ki en büyük fayda, kişinin sık tükettiği ve bağımlı olduğu gıdalardan kolayca özgürleşmesi ve kurtulmasıdır. Bununla birlikte detoks organlarını desteklediğinizde antioksidan sistemini de rahatlatmış oluyorsunuz.
Astım ve Obezite birbirini oluşturan ve tetikleyen hastalıklar bu nedenle her astımlı hastanın kilo kontrolü noktasında dikkat etmesi gereklidir.