Omıcron; En ağırı mı? Salgını sınırlayacak olan varyant mı?
3 Ocak itibariyle tüm pandemi sürecinin en yüksek vaka sayısına ulaşıldı. Amerika ve Avrupa’daki veriler ana varyantın %90’nın üzerinde Omicron olduğunu gösterirken; ülkemizde henüz bu kadar yüksek veriler açıklanmadı. Bununla birlikte ağır hastalık ve ölüm oranlarının vaka sayıları kadar artmadığını görüyoruz ancak ölüm sayılarının artışını değerlendirmek için 2-3 hafta sonrasına bakmak daha doğru olacaktır.
Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü verilerinde son 4 hafta içindeki Omıcron yüzdesinin %12,6 olduğu açıklanmıştır (Prof. Dr. Gülay Korukluoğlu izni ile). Aralık ayındaki delta hakimiyeti yavaş yavaş dengeleniyor gibi duruyor ülkemizde.
Omıcron genetik yapısına ve akraba bağlarına bakıldığında, diğer varyantlardan çok farklı olduğu görülüyor. Hatta Omıcronu farklı bir virüs olarak değerlendirmeyi önerenler de var. Virüsün; HIV’li bir hastadan, testlerin uzunca süre yapılmadığı bir topluluktan veya başka hayvanlardan (fare?) bulaşıp bulaşmadığı şu an bilinmiyor. Ama en yüksek ihtimaller bunlar. Hayvanlarda bulaşıcılık, insan-hayvan geçişleri yeni varyantlar için bir risk oluşturmaya devam ediyor. Kuzey Amerika’daki beyaz kuyruklu geyiklerin (yaklaşık 30 milyon) asemptomatik bir rezervuar olduğu düşünülüyor.
Omicronu diğer varyantlardan ayıran özellikler; Reseptör bağlanma bölgeleri (26 mutasyon) dahil toplam 37 mutasyon gerçekleştirmiş olması. Bu mutasyonlar neticesinde virüste, doğal immuniteden kaçma, nötralizan antikorlardan kaçma, virülansın ve bulaştırıcılığın artmasına neden oluyor. Bronş epiteline ve dokusuna Deltadan 70 kat daha hızlı ve kolay yayılıyor. Orijinal virüse kıyasla akciğer dokusuna 10 kat daha AZ yayılıyor. Delta varyantına kıyasla daha çok bronşial semptomlar ve daha az akciğer penetrasyonu gösteriyor. (School of Public Health, HKUMed). Omıcron ayrıca hücreye girişte kullandığı mekanizmalar ve hücreler arası geçişte de değişiklikler oluşturmuş durumda.
2 Doz aşı Omicrona Karşı Etkisiz!
En çok merak edilen sorulardan biri de aşıların Omıcrona etkili olup olmadığı. Omıcron; aşılardan ve diğer varyantlar nedeniyle oluşan bağışıklıktan çok az etkileniyor. Yani bu nötralizan antikorlar Omicrona karşı korumuyor. Ancak süper bağışıklık (Aşı + enfeksiyon veya enfeksiyon + aşı) durumunda ise yeterli koruma sağlıyor. (Annika Rössler ve ark. SARS- CoV-2 B.1.1.529 variant (Omicron) evades neutralization by sera from vaccinated and convalescent individuals)
Bununla birlikte 3.doz mRNA aşısının nötralizan antikorları 20-30 kat arttırdığını ve bu durumun omicrona karşı daha koruyucu olduğunu biliyoruz. Bu da bize 3. hatırlatma dozlarının ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. (Wilfredo F. Ark. mRNA- based COVID-19 Vaccine boosters induce neutralizing immunity againts SARS-CoV- 2 Omicron variant.) Antikorlar kanadında oluşan bu negatif durumun T hücre yanıtında görülmediği ve yeterli düzeyde CD4 ve CD8 immun yanıt oluştuğu, bu durumunda ciddi enfeksiyona karşı koruyucu olacağını gösteriyor.
Coronavac aşısı Omıcrona karşı ne kadar etkili bunu şu an bilmiyoruz ama Alfa ve Beta varyantlarına nazaran Delta varyantına karşı koruyuculuğunun daha düşük olması, Omıcrona karşı da etkinliğin düşük olacağı konusunda bize bir fikir veriyor. (Vacharatit V, ve ark. Mancet İnfect Dis 2021 Aug 26) Bununla birlikte 3.doz coronovac aşısından sonrada nötralizan antikorlarda belirgin artış olduğunu görüyoruz. Bu artışın en iyi, ikinci dozdan 6-8 ay sonraki hatırlatma dozunda olduğu gösterilmiş. (Zeng Gve ark. Lancet İnfect Dis / December 2021)
Omıcron öncesi çalışmalarda Pfizer- Biontech aşısının 5.ayında nötralizan antikor titrelerinde %20 civarına düşme olmasına rağmen hala ağır hastalık ve ölümü % 100 oranında engellediği gösterilmiş. (Chemaitelly H ve ark N Engl J MEd, 6 October 2021)
İki doz mRNA aşısının semptomatik enfeksiyonda Omicrona karşı etkinliği 2-4 hafta sonra %65-70, 20 hafta sonra %10 olurken, 1 hatırlatma dozu ile etkinlik %40-50 ye çıkıyor. Hastaneye yatışa karşılık 2 dozun %72, 3 dozun %88 koruyucu etkisi olduğu gösterildi. (SARS-CoV-2 variants of concern and variants investigation in England 31 december 20210) Omıcron enfeksiyonu geçirmek Delta varyantına karşı 4,4 kat antikor artışına neden oluyor. Yani Omıcron enfeksiyonu geçirenler Deltaya karşıda bağışıklık kazanacak. Ama tersi doğru değil.
PCR Testleri ve Omicron
PCR testlerinde ORF1, S ve N gen bölgeleri kullanılıyor. ORF1 ve N genini sekanslayan testlerde Omıcron suşu PCR da tespit edilebiliyor. Ancak S proteinindeki yoğun mutasyondan dolayı bu kısmı tarayan PCR testlerinden virüs kaçabiliyor.
Bir diğer önemli nokta Omıcronda ağız sürüntüsü burun sürüntüsünden daha yüksek tanı değeri taşıyor.
Klinik ve Omıcron
Klasik varyanta nazaran tat, koku ve mide- bağırsak sistemi ile ilgili herhangi bir şikâyet oluşturmuyor. Biraz atipik pnömoni yakınmalarına benziyor. Ama çoğunlukla hızlı seyreden bronşit ve bronşial yakınmalar görülebiliyor. Kas eklem ağrıları, halsizlik yorgunluk bariz olarak görülebiliyor.
Omıcronun pik süresi ortalama 6-8 hafta iken, Deltada bu süre 12 hafta civarındaydı. Omıcron diğerlerinden çok daha hızlı yayıldığı ve daha hızlı gerileyeceği düşünülüyor. Post-covıd, Long-covıd vakalarının daha çok görüleceği, ayaktan hasta sayısının artacağı ama mortalitenin değişmeyeceği düşünülüyor.
Omicron hızlı yayılması, diğer varyantlara göre en azından şimdilik daha hafif hastalığa neden olması açısından toplumsal bağışıklığı artırarak Pandeminin sonunu hazırlayabilir. Omicron enfeksiyonuna karşı 3 doz aşılı olmak özellikle mRNA aşılı olmak şimdilik en azından ağır hastalıktan korunma da yeterli gibi duruyor. Ülkemizde artan vaka sayılarına rağmen hala Deltanın hakimiyeti sürüyor.